Yaşanan sağlık sorunları ve yükselen sürdürülebilirlik bilinci vegan beslenmeye talebi artırdı. Birkaç yıl öncesine kadar zor ulaşılan bitkisel bazlı ürünler artık market raflarında rekabet halinde. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu alanda büyük bir fırsat olduğunu gören iki girişimci ‘Biz de varız’ dedi ve Nilky markası ile 2021 yılında sektöre hızlı bir giriş yaptı. Markanın kuruluş hikâyesini, büyüme adımlarını ve yeni dönem hedeflerini Kurucu Ortağı ve CEO’su Emre Başar Sözen anlattı…
BİR KAHVE İLE BAŞLADI
“Nilky’nin hikâyesi aslında bir arkadaşımın New York’ta bana yulaf sütlü bir kahve hazırlamasıyla başladı. O dönem varlığından bile haberdar olmadığımız bu ürünü ABD ve daha sonrasında Avrupa raflarında gördükten sonra Türkiye’deki pazarı incelemeye başladık. Hem fiyat hem de kalite açısından Türkiye’de bir pazar açığını gördükten sonra liseyi ve üniversiteyi beraber okuduğum en yakın arkadaşım Caner Peltekçi’ye bu fikri götürdüm. Kendisi de pazarlama sektöründe başarılı bir kariyer sürdürüyordu ve bu alanda deneyimliydi. Beraber sıfırdan bir marka kurma yolculuğuna girdik” diyen Sözen, ilk adımda fındık, yulaf ve badem olmak üzere üç bitkisel süt alternatifi ile pazara girdiklerini, sonrasında ürün portföyünün genişlediğini dile getirdi.
Sözen, bitkisel süt, salep, kahve ve yoğurtla 12 çeşit ürüne ulaştıklarını, yeni ürün çeşitleri için de çalışmalara devam ettiklerini kaydetti. Balıkesir’de fason üretim yapan bir fabrikada faaliyette olduklarını belirten Sözen, son tüketiciye zincir marketler, online satış platformları ve kendi web siteleri üzerinden ulaştıklarını ifade etti.
POTANSİYELİ YÜKSEK
Küresel vegan gıda pazarının 2024 yılında 27.8 milyar doların üzerinde bir değere ulaşmasının beklendiğini belirten Sözen, “Bu büyüme, beslenmeye yönelik artan farkındalık, çevresel kaygılar ve hayvan refahına duyarlılık gibi nedenlerle vegan beslenmeyi tercih eden tüketici sayısındaki artıştan kaynaklanıyor” dedi. “Türkiye ise vegan beslenme trendinin henüz emekleme aşamasında olduğu ancak hızla potansiyel kazandığı bir pazar. Genç nüfusun dengeli beslenme ve çevresel sürdürülebilirlik konularına duyarlılığı, bitki bazlı ürünlerin çeşitlenmesi ve erişilebilirliğinin artması da bu pazarının büyümesini destekliyor” diyen Sözen kendi markalarının büyüme yolculuğu için şunları söyledi:
“Kuruluş yılımızda 350 bin olan satış adeti, 2023 yılında yaklaşık 3 milyon 220 bin adet oldu. 2024 yılı için öngörümüz ise 4.5 milyon adet. 2024 yılının daha ilk yarısında, 2023 yılının toplam cirosunu yakalamayı başardık. Gelecek dönemlerde de yüksek kalite ve rekabetçi fiyat politikamızı sürdürerek, yerel hammaddeleri tercih ederek Türk tarımına ve ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Hedefimiz, Türkiye’de pazar payımızı yüzde 50’nin üstüne çıkartmak.”
HEDEF 15 ÜLKEYE ULAŞMAK
Emre Başar Sözen, bu yıl itibarıyla ürünlerin, Türkiye sınırlarını aştığını, Singapur, Malta, Lübnan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da dahil olmak üzere 10’dan fazla ülkede satışa sunulduğunu söyledi. Önümüzdeki yıl İngiltere, Almanya, Hollanda başta olmak üzere 15 ülkeye ulaşacaklarını dile getiren Sözen, “Dünya pazarlarına açılan bir Türk markası olarak, uzun vadede küresel arenada konumumuzu güçlendirmeyi ve daha fazla ülkede Türkiye’yi temsil etmeyi hedefliyoruz. Amacımız, ülkemizin katma değerli gıda ürünleri alanında güçlü bir marka yaratması ve bu rekabetçi sektörde söz sahibi olması. Bu hedefe ulaşmak, bizim için en büyük başarı olacak. Ayrıca bizim için ilk günden beri değişmeyen bir hedef var; Sadece bir bitkisel süt alternatifi ya da içecek markası olmak değil, daha dengeli ve bilinçli bir yaşam sürme yolunda değişime öncülük etmek” ifadelerini kullandı.